Hayır diyemeyen insan sınırlarını koruyamaz.Kişi gerçekte istediği şeyleri yapamaz ve hatta başkalarını memnun etmek için o kadar çok istemediği şeyleri yapmıştır ki bir zaman sonra kendisi de ne istediğini bilemez hale gelir
. “Hayır” diyebilmek öğrenilen ve öğretilebilen sosyal bir beceridir. Bu sosyal becerinin eksikliği, yani “hayır” diyememek ise bir hastalıktır. Daha doğrusu psikolojik ve fizyolojik hastalıklara yol açan tehlikeli bir virüstür. Hayır diyememenin temelinde yatan sebep onaylanma ve kabul görme ihtiyacıdır.
Çocukken çok sık kullandığımız ‘hayır’ kelimesini büyüdükçe unutuyoruz, çünkü ailemiz ve çevremiz tarafından onay görme,takdir edilme ve sevilme ihtiyacı duyuyoruz. Eğer hayır dersek, bize kızacaklarını ya da anne,babamızın buna üzüleceği veya bizi cezalandıracağı endişesini taşıyoruz. Bu inanç ve endişe gün geçtikçe katlanarak büyüyor, yetişkinliğe kadar geliyor ve sonra bakıyoruz ki aslında hiç istemediğimiz yerlere gidiyoruz, hiç istemediğimiz insanlarla vakit geçiriyoruz, hiç istemediğimiz şekilde davranıyor ve hiç sevmediğimiz işlerde çalışıyoruz.. Tüm bunları sırf o anda ‘hayır’ diyemediğimiz için yapıyoruz
.
Hayatınızda sürekli başkaları için bir şeyler yaptığınız sürece, kendinize asla yetemezseniz bu durum kişiyi zamanla strese sokar, kişinin özsaygısını düşürür ve depresyona sürükleyebilir. Bir talebi reddederek, bir düşünceyi onaylamayarak kabul görmeme yada sevilmeme riskini de taşırız fakat bu bizimle değil karşı taraf ile ilgili bir durum.herkesi memnun etmemiz mümkün değil,gerçekçi bir yaklaşım da değil.
“Herkes tarafından kabul görmeliyim ve sevilmeliyim” şeklinde bir inancınız varsa, gerçekten hissettiğiniz ve düşündüğünüz gibi davranamazsınız ve bu zamanla sizi siz olmaktan çıkarır başkası için yaşar başkası için çalışırsınız.. hayır diyebildikçe rahatladığınızı ve kendinizi bulduğunuzu hissedip, istemediğiniz şeylere artık daha kolay hayır diyebilmeyi öğrenecek ve bunun sizden bir şey götürmediğini fark edeceksiniz..
Uzman Klinik Psikolog İrem Balandı
