Yeme Bozuklukları

Yeme bozuklukları, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının gelişmesine neden olan bir dizi psikolojik rahatsızlıktır. Aşırı yeme, vücut ağırlığı ile ilgili kaygı veya vücut şekli ile ilgili bir takıntıyla başlar.Bazı durumlarda yeme bozuklukları ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir ve hatta tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir.Yeme bozuklukları, insanların yeme davranışlarında ve buna bağlı düşünce ve duygularında ciddi rahatsızlıklar yaşadıkları hastalıklardır. Yeme bozukluğu olan kişiler tipik olarak yiyecek ve vücut ağırlıklarıyla saplantılı bir biçimde meşgul olurlar.

Son yıllarda giderek önem kazanan ve özellikle gençlerde yaygınlığı ve sıklığı giderek artan yeme bozuklukları Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “önemli tıbbi durum” olarak tanımlanmaktadır. Yeme tutumu ve beden algısının bozulduğu bu durumda, kişiler bedenini olduğundan şişman ya da şekilsiz bulmakta, çok kısıtlı gıda almakta, yemekleri takiben kusma veya kendini kusturma, laksatif kullanma ve aşırı egzersiz gibi davranışlar sergileyebilmektedirler.

Semptomlar:

Yeme bozukluğu olan kişilerin çeşitli semptomları olabilir. Bununla birlikte, çoğu yemeğin ciddi şekilde kısıtlanmasını ve aç kalmayı, yemek yeme alışkanlıklarını, kusma veya aşırı egzersiz gibi davranışları içerir.Yeme bozuklukları herhangi bir cinsiyetten insanı yaşamın herhangi bir aşamasında etkileyebilse de, çoğunlukla ergenlerde ve genç kadınlarda rapor edilir. Aslında, gençlerin % 13 kadarı 20 yaşına kadar en az bir yeme bozukluğu yaşayabilir

İyileşme şansı, bir yeme bozukluğu ne kadar erken tespit edilirse o kadar çok artar. Bu nedenle, bir yeme bozukluğunun bazı uyarı işaretlerinin farkında olmak önemlidir.

Nedenleri:

Uzmanlar, yeme bozukluklarının çeşitli faktörlerden kaynaklanabileceğine inanıyor.

Bunlardan biri genetik faktörler: Doğumda ayrılan ve farklı aileler tarafından evlat edinilen ikizleri içeren ikizler ve evlat edinme çalışmaları, yeme bozukluklarının kalıtsal olabileceğine dair bazı kanıtlar sağlar.Bu tür araştırmalar, genellikle ikizlerden birinin yeme bozukluğu geliştirmesi durumunda, diğerinin de ortalama olarak% 50 gelişme olasılığına sahip olduğunu göstermiştir.

Kişilik özellikleri:

Özellikle, nevrotiklik, mükemmeliyetçilik ve dürtüsellik, genellikle yeme bozukluğu geliştirme riskinin daha yüksek olmasıyla bağlantılı üç kişilik

Diğer potansiyel nedenler arasında zayıf olmak için dışarıdan yapılan baskılar, zayıflık için belirlenen kültürel standartlar ve bu tür idealleri destekleyen medyaya maruz kalma sayılabilir.Bakıldığında, Batı’nın zayıflık ideallerine maruz kalmamış bazı kültürlerinde yeme bozuklukları çoğunlukla yok gibi görünmektedir.

Daha yakın zamanlarda uzmanlar, beyin yapısı ve biyolojideki farklılıkların da yeme bozukluklarının gelişiminde rol oynayabileceğini öne sürdüler.

Özellikle beyin habercisi olan serotonin ve dopamin seviyeleri neden olabilecek faktörlerdir.

Bununla birlikte daha net ve güçlü  sonuçlar çıkarılmadan önce daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Tedavi

Yeme bozuklukları, duygusal ve fiziksel sağlık arasındaki yakın bağları açıkça göstermektedir. Anoreksiya nervoza tedavisinde ilk adım, sağlıklı bir düzeyde kilo aldırılarak hastalara yardımcı olmaktır; bulimia nervoza hastaları için aşırı tıkınma-temizleme(Binge-purge) döngüsünü kesintiye uğratmak ve döngüden çıkarmaktır. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan hastalar için kanamaları kesmelerine ve durdurmalarına yardımcı olmak önemlidir.

Bununla birlikte, bir kişiyi normal kilosuna geri döndürmek veya aşırı temizleme döngüsünü geçici olarak sona erdirmek, anormal yeme davranışına neden olan veya bu davranış tarafından daha da kötüleştirilen altta yatan duygusal sorunları ele almaz. Psikoterapi, yeme bozukluğu olan bireylerin bu bozuklukları tetikleyen düşünceleri, duyguları ve davranışları anlamalarına yardımcı olur. Ayrıca bazı ilaçların da tedavi sürecinde etkili olduğu kanıtlanmıştır.

Bu hastalıkların neden olduğu ciddi fiziksel problemler nedeniyle, anoreksiya nervoza, bulimia nervoza veya aşırı yeme bozukluğu olan bir kişiye yönelik herhangi bir tedavi planının genel tıbbi bakım, beslenme yönetimi ve beslenme danışmanlığını içermesi önemlidir. Bu önlemler fiziksel refahı ve sağlıklı beslenme uygulamalarını yeniden inşa etmeye başlar.

Aile ile iş birliği ve ailenin tedaviye desteği çok önemlidir. Tedavideki ilk hedef genellikle tedavi talebi az olan hastanın tedavi iş birliği içinde olmasıdır.

Yeme bozuklukları, tedaviden sonra da tekrarlayabilmekte ve hala bir sorun olmaya devam edebilmektedir. Bu nedenle kişinin, düzenli kontrollerini aksatmaması gerekmektedir.

Bazı Yeme Bozuklukları:

1- Binge Eating Disorder (Aşırı Yeme Bozukluğu):

Aşırı yeme hastalığı, kısa süre içerisinde normal porsiyonlardan çok daha fazla yemek yemek olarak tanımlanmaktadır. Hastalık, temelde bir döngüye dayanır. Bu döngü; aşırı yeme davranışı sonrasında oluşan sıkıntı ve bu durumun tekrar etmesidir. Bu durumun hastalık olarak tanımlanabilmesi için 6 ay içinde haftada en az 2 kez tekrarlayan sıklıkta yaşanıyor olması gerekir. Yetişkinlerde hastalığın belirlenmesi ve doğru teşhisin konulması, atılacak ilk ve en büyük adımdır.

Aşırı yeme bozukluğu olan hastalara bipolar bozukluk, depresif bozukluklar, anksiyete bozuklukları ve obezite gibi hem psikolojik hem de fiziksel sağlığı etkileyebilecek hastalıklar eşlik edebiliyor. Eğer aşırı yeme hastalığınız olduğunu düşünüyorsanız hemen bir uzmanla görüşün ve destek alın.

2- Anorexia Nervosa

Anoreksiya nervoza; zayıf bir bedene sahip olma arzusu, kilo almaktan aşırı korku, beden imgesinde bozukluk ve adet kesilmesidir. Hasta kilo kaybetme amacıyla özel davranış biçimleri geliştirir. Hastaların yaklaşık yarısı bütün yiyecek alımını ileri derecede azaltarak kilo kaybeder. Bazıları yoğun egzersiz yapar. Hastaların diğer yarısı sıkı diyet uygular, ara sıra kontrol kaybederek tıkınırcasına yemek yer ve ardından bu yediklerini kusarak çıkarır. Hastalar aldıkları besinlerin kilo yapıcı etkisini azaltmak için laksatif (ishal yapıcı), diüretik (su atıcı) gibi ilaçlara da başvurabilirler. Sonuçta hasta, sağlığını tehdit edecek ölçüde zayıflamış oluyor ve önüne geçilmesi güç sorunlar oluşmaya başlıyor.  Anoreksiya nervoza için en riskli yaşlar 14 -15 yaşlarıdır. 

3-Bulimia Nervoza

Bulimiya nervoza, aşırı yeme atakları ve arkasından gelen kusmaların yaşandığı bir yeme bozukluğudur. Hasta yine zayıf bir bedene sahip olmak istediği için anoreksiya nervozada olduğu gibi yediklerini dışarı atmak,kilo almamak için çeşitli yollara başvurur. Ancak bu tabloda farklı olarak hasta hafif kilolu ya da normal beden ağırlığında olabilir. Bulimiya nervoza için ise tipik başlangıç 18-19 yaş arasıdır. Bulimialı bir kişi, ilk önce büyük porsiyonlardaki yemekleri yiyip sonrasında çok hızlı bir şekilde bağırsak hareketlerini artıran ilaçlar (laktasifler) veya aşırı egzersiz yaparak besinleri dışarı atmaya çalışır. Hızlı yemek yeme alışkanlığı ve kusma refleksi haftada birkaç kez veya gün içinde birkaç kez tekrarlanabilir.

Bulimianın görülmesinde rol oynayan faktörler arasında stresli yaşam tarzı,  aile içindeki biyolojik ve kültürel alışkanlıklar, ince olmanın iyi olduğu algısı gibi toplumsal,medyatik baskılar yer alır. Her ne kadar bulimia her dönemde görülebilse de bulimiklerin %85 ila %90’ını kadınlardır ve asıl olarak ergen ve genç yetişkinlik yıllarındaki bireyleri etkiler. Bulimia tedavi edilmesi zor bir hastalık değildir, uygun psikolojik destek ve diyet tedavisi ile aşırı yeme ve kusma döngülerinin önüne geçilebilir.

4-Başka Türlü Adlandırılamayan Yeme Bozukluğu

Bir tıbbi veya ruhsal bozuklukla açıklanamayan, bireyin yediği besin miktarında beklenenden anormal derecede azalma veya aşırı yeme epizodlarının olduğu ve buna bireyin kendini değerlendirmede anormal derecede vücudun kilosunun veya biçiminin etkinin eşlik ettiği bozukluklardır. Bu kategorideki hastalar, anoreksiya nervoza ve bulimia nervozanın tüm teşhis belirtilerini göstermiyor, fakat önemli yeme tutum ve davranış bozukluğuna sahip oluyorlar. Bu grup, anoreksiya veya bulimia nervozaya göre daha az ciddi bir sendrom olarak görülüyor. Her üç hastalıkta da, vücut hoşnutsuzluğunun derecesi ve diğer zihinsel semptomlar arasında benzerlikler bulunuyor

5- Pica (Pika)

Pika, tipik olarak yiyecek olarak düşünülmeyen ve saç, kir ve boya parçaları gibi önemli besin değeri içermeyen öğeleri yemeyi içeren bir yeme bozukluğudur. Halk arasında ‘Toprak yeme alışkanlığıı’ olarak adlandırılır. En sık çocuklarda görülen bir rahatsızlıktır.

Belirtileri:

  • Karın ağrısı
  • Mide ve barsak sorunları (Kabızlık, İshal, Barsak tıkanıklıkları veya yırtılmaları)
  • Dışkıda kan görülmesi
  • Enfeksiyonlar (Yenilen maddeye bağlı oluşabilecek paraziter hastalıklar)
  • Kurşun zehirlenmesi.

Pika sendromunun tam olarak nedeni bilinmemekle beraber demir eksikliği, çinko eksikliği ve yetersiz beslenme en yaygın nedenler arasındadır. Ancak kimi zamanda psikolojik sorunlar da yabancı madde yeme alışkanlığına neden olabilmektedir.

6-Rumination (Ruminasyon/Geviş Getirme) Bozukluğu

Ruminasyon bozukluğu, yeni tanınan bir başka yeme bozukluğudur.

Bir kişinin daha önce çiğnediği ve yuttuğu yiyeceği kusması, yeniden çiğnemesi ve sonra yeniden yutması veya tükürmesi durumu anlatır.Bu ruminasyon tipik olarak yemekten sonraki ilk 30 dakika içinde gerçekleşir. Reflü gibi tıbbi durumların aksine, isteğe bağlıdır.

Bu bozukluk bebeklik, çocukluk veya yetişkinlik döneminde gelişebilir. Bebeklerde 3-12 aylıkken gelişme eğilimindedir ve genellikle kendi kendine kaybolur. Durumu olan çocuklar ve yetişkinler genellikle sorunu çözmek için tedaviye ihtiyaç duyar.Bebeklerde çözülmezse, ruminasyon bozukluğu kilo kaybına ve ölümcül olabilecek ciddi yetersiz beslenmeye neden olabilir.

Bu bozukluğa sahip yetişkinler, özellikle halka açık yerlerde yedikleri yiyecek miktarını kısıtlayabilir. Bu durum onların kilo vermelerine ve aşırı zayıflamalarına neden olabilir.

Yeme bozuklukları, genellikle tedavi gerektiren ruh sağlığı sorunlarıdır. Tedavi edilmezse kişiye hem psikolojik hem de fiziksel açıdan zarar verebilirler.

Yeme bozukluğunuz varsa veya yeme bozukluğuna sahip birini tanıyorsanız,bir sağlık uzmanından yardım isteyin.