Bipolar bozukluk, diğer adıyla manik depresif hastalık, kişinin ruhsal durumunun bir uçtan öteki uca doğru olağandışı değişimini ifade eden bir ruh sağlığı sorunudur.

Bipolar bozukluk veya manik depresif hastalıklarda, kişinin motivasyon, düşünme ve ruh halinde belirgin dalgalanmalar göze çarpar. Buna göre bipolar bozukluk hastaları hem  depresif (çökkün) dönemler hem de coşkulu , neşeli veya olağanüstü sinirli bir ruh haline kapıldıkları dönemler geçirirler. Olağan hayatta hemen herkes belli zamanlarda ruhsal durumlarında inişler ve çıkışlar yaşayabilir. Ancak bipolar bozukluk yaşayan kişilerde bu iniş ve çıkışlar daha ağır geçmekte; kişinin ailesiyle ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerini, iş, okul performansını, maddi durumunu olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Bipolar bozukluk tanısı alan kişi yaşamı boyunca mani, depresyon, hipomani ve karma dönem gibi çeşitli hastalık dönemleri geçirir. Bu hastalık dönemlerinden sadece depresyon ortaya çıktığında bipolar bozukluk tanısı konulamaz. Kişi en az 1 mani yada karma dönem geçirmişse, DSM-IV TR tanı ölçütlerine göre Bipolar bozukluk tip 1, bir depresyon ve hipomani geçirmişse Bipolar tip 2 bozukluk tanısı alır. Sadece tekrarlayan depresyonlar geçiren kişilere ise Unipolar depresyon (tek uçlu bozukluk) tanısı konur.

Duygudurum bozuklukları; Bipolar bozukluk, siklotimi, Majör depresyon ve distimik bozukluğu kapsar.

Hipomani, belirgin bir motivasyon artışıyla beraber görülür. Mani döneminden daha hafif belirtilerle seyreden bir dönemi ifade etmektedir. Genellikle bu dönemde kişiler kendilerinde bir değişim olduğunu fark etmeyebilirler. Yakınları ya da arkadaşları tarafından olduğundan farklı davrandıkları gözlenmektedir. Hipomaniye genellikle psikotik belirtiler eşlik etmez. Hipomani döneminden depresyon dönemine geçişler görülebilmektedir. Ağır manilerde, mevcut belirtilere psikozun semptomları da (hastalık belirtileri) de eklenebilir, örneğin büyüklük sanrıları veya takip edilme korkusu gibi.

Bipolar Bozukluk Nasıl Oluşur?

Günümüzde bipolar bozukluğun multifaktöriyel bir hastalık olduğu düşünülmektedir. Genlerdeki değişim, beyindeki mediyatör maddeler sistemindeki değişim veya hormonal değişiklikler gibi biyolojik nedenler, bu faktörler arasında yer alır. Yapılan akademik çalışmalar genetik etmenlerin önemini ortaya koymaktadır. Bipolar bozukluğun görülme olasılığına bakıldığında, aile bireylerinde bipolar öyküsü bulunan kişilerin daha yüksek oranda bipolar bozukluk tanısı aldığını göstermiştir. Ancak bu durum ailesinde bipolar bozukluk tanısı olan herkesin aynı tanıyı alacağı anlamına asla gelmemektedir.


Bipolar Bozukluk Ne Sıklıkta Görülür?

Bipolar bozukluk, her yaşta başlama olasılığına rağmen, sıklıkla genç erişkinlikte 15-35 yaş arasında ortaya çıkar. Bipolar kişilerin yarısı ilk bipolar hastalık dönemini 20 yaşından önce yaşar. Çocukluk ve ileri yaşta başlaması daha seyrektir. Toplumda yaşam boyu görülme sıklığı yaklaşık %1-3 oranındadır.

Salt depresif hastalıkların aksine, bipolar bozukluk, kadın ve erkeklerde aynı sıklıkta görülür. Dünyada dağılımı ile ilgili ırklar, dinler ve coğrafi bölgeler arasında fark olmadığı bildirilmiştir.


Şizofreniden Farkı Nedir?

Bipolar bozukluk ile şizofreni belirti ve seyir açısından çeşitli benzerlikler gösterebilmektedir. Bipolar Bozukluk genellikle ataklar halinde gelen fakat ataklar arasındaki dönemlerde kişinin iyi ve sosyal açıdan uyumlu olabildiği bir hastalıktır. Şizofrenide ise hastalık genellikle süreğendir, zaman zaman kısmi düzelmeler olsa da Şizofrenik rahatsızlığın izleri belirtilerin düzelme dönemlerinde de tam geçmez ve hastalar hastalık öncesi iyilik durumlarına tam dönememektedir.


Atak Öncesi Belirtiler Neler Olabilir?

Hastalığın seyrinde yeni bir atağın geldiğinin en önemli ipuçlarından biri kişinin daha önceki hastalık dönemleri ortaya çıkarken yaşadığına benzer belirtileri yaşamaya başlamasıdır. Özellikle uykuların bozulması, sinirlilik artışı dikkat edilmesi gereken atak başlangıcı işaretleri olabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir